Özlü Sözler

Montesquieu Sözleri

Montesquieu Sözleri

Montesquieu Sözleri ve Alıntıları

Bozulan, yeni nesil değildir. Yeni nesil ancak yetişmiş insanlar çoktan bozulmuşsa mahvolur. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Utangaç, cahil, korkak halklara fazla sayıda kanun gerekmez. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Ruh, hisler ve fikirler aracılığıyla bilir. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Ancak sopayla iş yaptırılabilen halklar nasıl onurlu olabilir, anlamıyorum. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Ruhumuz düşünür, dolayısıyla idrak eder ve böyle bir varlık da elbet merak eder. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Cumhuriyetler lüks yüzünden, monarşiler fakirlik yüzünden yıkılır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Ruh; bildiği ve gördüğü arasında kararsız kalır. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Şayet bakanları halk atamıyorsa, bu bakanlar halkın bakanları değildir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Aldığımız terbiye, bizi baskılar ve doğal halimizi yitirmemize yol açar. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Aklı başında insanlar için ölümden daha arzu edilebilir bir şey kalmamıştı. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Despotizm, insan tabiatına öyle korkunç zararlar verir ki, despotizmi sınırlayan kötülük dahi bir iyiliktir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Cazibe, yüzden çok zihinde bulunur. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Aşırı itaat, itaat edenin cahil olmasını gerektirir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Üç birbirine zıt eğitim alıyoruz: Babalarımızdan aldığımız eğitim, öğretmenlerden aldığımız eğitim ve hayattan aldığımız eğitim. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Beğeni, en temelde bir ayırt etme yetisi olarak ele alınır. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Bir şey verilmeyen insanlar, bir şey istemez. Biraz bir şeyler verilen insanlar ise kısa sürede daha çok, sonra daha fazlasını isterler. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Vatan sevgisi iyi ahlâka, iyi ahlâk ise vatan sevgisine götürür. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Birşey güzel olduğu için hoşumuza gitmez, hoşumuza gittiği için güzeldir. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Egemen güce sahip halk, iyi yapabildiği her şeyi kendi başına yapmalıdır. İyi yapamadıklarını ise bakanları aracılığıyla yaptırmalıdır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Şaşkına dönen halk demokrasiyi arıyor, fakat hiçbir yerde bulamıyordu. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Laf yetiştirmekten, kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar var. (İran Mektupları)

Savaşın amacı zaferdir. Zaferin amacı fetihdir. Fetihin amacı ise muhafaza etmektir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

İnsan, emreden başka bir varlığa itaat eden bir varlıktır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Durgun, sıkıcı ve bize hiçbir şekilde tesir etmeyen sohbetler yerine, nükteli eserler okumak da keyifli sürprizler sunar. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Aristokraside egemen güç belli sayıda kişinin elindedir. Kanunları yapanlar ve bu kanunları uygulatanlar bu kişilerdir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Bir devletin önde gelenlerinin çoğunun namussuz insanlar, bunlara tabii olanların ise iyi insanlar olması; birinciler kandırırken ikincilerin aptal yerine konmaya razı olması çok rahatsız edici bir durumdur. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Doğruluk ortadan kalktı mı, yükselme tutkusu bazı yüreklerde yer bulabilir, cimrilik ise bütün yürekleri sarar, istekler konu değiştirir, dün söylenen bugün söylenmez olur, yasalar içinde özgürken, yasalara karşı özgür olmak istenir, her yurttaş sahibinin evinden kaçmış bir köle gibidir. Ahlak öğüdü baskı, kural boyunduruk olur, dikkatin yerini korku alır. (İran Mektupları)

İstibdat yönetiminin prensibi korkudur. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Cumhuriyet yönetiminde egemen güce bir bütün olarak halk sahipse, o yönetim bir demokrasidir. Egemen güç, halkın bir bölümünde ise, bu yönetime aristokrasi denir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Günün ışığı kadınlarınızın kalblerinde yanan alevden daha temiz ve berrak olamaz, inanın bana! (İran Mektupları)

Bütün ahlaksızlıkların nedenlerini incelersek, bunların, cezaların hafifliğinden değil, suçların cezasız kalmış olmasından ileri geldiğini görürüz. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Halk çoğu zaman bilgisinin vasatlığı nedeniyle kurulu düzene daha sıkı bağlıdır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Laf yetiştirmekten, kendini yetiştirmeyi unutmuş insanlar var. (İran Mektupları)

Şayet devlet içinde sadece bir kişinin anlık ve değişken iradesi mevcutsa, hiçbir şey sabit olamaz, dolayısıyla temel kanun da olamaz. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Çalışmadan zengin olma arzusu, hakikate duyulan nefret, dalkavukluk, ihanet, kalleşlik, sözünü tutmama, vatandaşlık görevlerini küçük görme ve bütün bunlardan öte, erdemi durmadan alaya alma, her yerde ve bütün dönemlerde çok sayıda dalkavuğun ayırt edici özelliğidir sanırım. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Cazibe, yüzden çok zihinde bulunur. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

Türk yönetim yapısını biraz olsun ıslah eden dindir. Uyruklar devletin şanına ve yüceliğine onur kavramıyla değil, dinin gücü ve prensibi nedeniyle bağlıdır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Halkın samimiyetinde sadece hakikat ve sadelik vardır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Şayet bir muharebe, yani münferit bir muharebe bir devleti yıkmışsa, o devleti tek bir muharebe sonucu yıkılmaya mahkûm eden genel bir neden var demektir. Özetle, genel gidişat bütün münferit tesadüfleri beraberinde getirir. (Romalıların Yücelik ve Çöküşünün Nedenleri Üzerine Düşünceler)

Hayvanlar doğal kanunlara sahiptir, zira birbirlerine duygu yoluyla bağlıdır. Hayvanlar müspet kanunlara sahip değildir, zira birbirlerine bilgi yoluyla bağlı değildir. (Kanunların Ruhu Üzerine)

İnsanlara öldükleri zaman değil, doğdukları zaman ağlamak gerek. (İran Mektupları)

Bütün vatandaşlar vatana eşit hizmetlerde bulunamaz; fakat hepsi vatana hizmet etmek zorundadır. (Kanunların Ruhu Üzerine)

Günün ışığı kadınlarınızın kalblerinde yanan alevden daha temiz ve berrak olamaz, inanın bana! (İran Mektupları)

Hemen her yerde iyi ve kötü kanunlar vardır. Bu sebeple, bir ülkeye gittiğim zaman orada kanunların iyi olup olmadığına bakmam; fakat kanunların iyi bir şekilde herkese eşit olarak uygulanıp uygulanmadığına bakarım. (İran Mektupları)

En çok hoşumuza giden şey nahifliktir ama üstesinden gelinmesi en güç üslup da budur. (Beğeni Üzerine Bir Deneme)

“Kanunların Ruhu Üzerine” Eserinden Diğer Alıntılar

Bir halk erdemliyse, cezaya az ihtiyaç duyulur.

Erdemlere belli bir asalet, ahlak kurallarına belli bir samimiyet, davranışlara belli bir kibarlık katmak gerek.

Kanunlar uyguladıkları halkla öyle özdeşleşmelidir ki, bir ulusun kanunlarının başka bir ulusa uygun düşmesi ancak çok büyük bir tesadüf olabilir.

İnsanların, kendi kendini idare etmesi gerekir. Bununla birlikte, sınırlı bir varlıktır. Bütün sınırlı varlıklar gibi cehalete ve hataya maruz kalır.

İyi bir kanun koyucu, suçları cezalandırmaktan çok bu suçları engellemek için çaba sarf edecektir.

Ayrı ayrı birer ahlaksız olan insanlar, toplu oldukları zaman namuslu kişiler olurlar.

Az sayıda kişi, yine az sayıda kişi tarafından yoldan çıkarılır.

Doğmakta olan millet bozulmaz; bir millet, ancak yetişmiş kişileri bozuk olduğu takdirde yıkılır.

Yapılan hatalarda dahi çoğu kez doğruluk payı vardır.

Okumayı sevmek, hayattaki can sıkıcı saatleri, güzel saatlerle değiştirmektir.)

Adaletin Türkiye’deki gibi dağıtılması gerektiğini sürekli orada burada işitiyoruz. Ne yani, bilgili insanlar için bu denli önemli bir dünya meselesini, bütün halklar içinde en cahili mi apaçık kavramıştır?

Bir halk, ahlak kurallarını kanunlardan daha iyi tanır, sever ve savunur.

İki çeşit bozulma vardır: Birincisi, halkın kanunlara uymamasından doğar; ikincisi, halkın kanunlar tarafından bozulmasıdır. Tedavisi güç bir hastalıktır bu. Bizzat devanın içinde bulunan bir hastalıktır da ondan.

Bilgi ve akıl kişiyi insanlığa doğru götürür. Bunun böyle olmamasına sebep, yalnız ve yalnız önyargılardır.

Batıl inançtan kaynaklanan önyargılar, diğer bütün önyargılardan baskındır.

Dindar insan ile ateist daima din hakkında konuşur. Biri sevdiği şeyden, öteki korktuğu şeyden bahseder.

Bizi sürekli meşgul eden şeylere daha çok bağlanırız.

Eğer insanları önyargılarından kurtaracak bir şey yapabilirsem, kendimi ölümlülerin en mutlusu sayarım. Önyargı dediğim, bazı şeyleri bilmemek değil, kendini bilmemektir.

Genelde karakter iyi ise, o karakterde mevcut olan birkaç kusurun ne önemi olabilir ki!


Montesquieu Sözleri ve Alıntıları
Özlü Sözler
Montesquieu (d. 18 Ocak 1689, La Brède, Fransa – ö. 10 Şubat 1755, Paris, Fransa), Fransız politik düşünür.

Yorum Yaz